Cumhuriyet Kadini Latife Hanim

Bir tarafin sabri diger tarafin tahammülsüzlügüyle carpismis, bir tarafin hos görüsü diger tarafin hircinligiyla mücadele etmis, bir tarafin mutlu etme ve mutlu olma cabasi diger tarafin hükmetme duygusu karsisinda caresiz kalmistir. Bu kisa evlilik sirasinda Gazi Mustafa Kemalin Latife Hanimdan beklentisi, Türk kadinina örnek olmasiyla sinirliydi. Gazi, gecmiste cok hirpalanmis, hak ve hukuku ayaklar altina alinmis olan Türk kadinina giyimi, hal ve hareketi, bilgisi, kültürü ve egitimi ile Latife Hanimin örnek olacagini sanmisti. Mustafa Kemal Pasanin bu evlilikten daha fazla bir beklentisi de yoktu. Oysa Latife Hanimin, Mustafa Kemal Pasadan beklentisi hem cok farkli hem de sinirsizdi. Istekler ve beklentiler mutlaka ve mutlaka yerine getirilmesi gereken adeta birer emir haline dönüstügü zaman, Gazinin karsi konulmaz iradesiyle karsilasiyordu. Iste bu noktada da Latife Hanimin hicbir zaman frenleyemedigi taskinligi ve hircinligi ortaya cikiyordu. Evlenmelerinden cok kisa bir zaman sonra anlamini kaybeden bu beraberlik, sabrin ve tahammülün tükendigi bir günde, 22 Temmuz 1925te resmen noktalaniyordu. Bu zaman icinde yasanan üzücü, kirici ve tamiri mümkün olmayan olaylar her iki tarafi da uzun yillar etkisi altina almistir. Neticede anne Zübeyde Hanimin, annelik icgüdüsüyle hissedip, görüp, kelimelestirdigi ve Bu kiz, benim pasa ogluma uygun degildir. cümlesi, Salih Bozok Bey tarafindan gercegi yansitmayan bir sekilde degistirilip de Bu kiz benim pasa ogluma uygundur. seklinde ogul Mustafa Kemal Pasaya aktarilmasaydi, zaten bu evlilik gerceklesmeyecek, bunca üzücü olayin hicbirisi yasanmayacakti. Gazinin aliskanliklarindan ödün vermemis olmasi, Latife Hanimin ise beklentilerinin ve bitmek bilmeyen isteklerinin yani sira hircin ve kirici yapisi, bu evliligin beraberlige dönüsmesine, sabrin bittigi yerde de noktalanmasina neden olmustur.