Türkiyede Mülteciler Meselesi 1849-1851

Milletlerin tarih icerisinde oynadigi roller, ne kadar zaman gecse de kolay kolay degismez. Kimi milletler vahsetiyle, kimisi dünyaya salmis oldugu korkuyla, kimisi mazluma kucak acmasiyla bilinir. Iste Türk milletinin de tarihte üstlendigi ve bugüne degin bu misyonunu devam ettirdigi tarihi bir gercektir.Gecmiste Avusturya ve Rusyanin baskilarina ragmen Macar ve Leh mültecilerine kapilarini acip, onlari koruyup kollayan Osmanli Devleti gibi bugün de Türkiye ve Türk milleti; Suriyeden Afganistandan, Iraktan gelen siginmacilara kol kanat germistir. Her ne kadar bu durumun siyasi, ekonomik, kültürel olumsuz taraflari olsa da ecdadimizdan yüklenilen misyonun devam ettirilmesi, bütün bu olumsuzluklari ortadan kaldirmis ve kaldirabilecektir. Bunun yanisira bu kadim topraklarda sadece Islam dinine mensup olanlar degil, farkli dinlere mensup insanlar da siginma imkani bulmuslardir.Iste elinizdeki bu eserde, 1849 yilinda Avusturya ve Rusya zulmünden kacip Türkiyeye siginan Macar ve Leh mültecilerden ve onlarin bu topraklarda kaldigi sürec icerisinde Osmanli Devletinin cesitli kademelerinde yapmis olduklari hizmetler anlatilmistir. Rahmetli Ahmet Refikin 1926 yilinda kaleme aldigi bu eser, Muhammed Sari tarafindan orjinalligine dokunulmadan ve titiz bir calismayla günümüz diline aktarilmistir.