Esir Sehrin Mahpusu

Büyük tarih romanlari, bizi milletimizin ve toplumumuzun gelismesindeki belli catisma caglarinin dogrularinda ve gerceklerinde yeniden yasatma gücünü tasiyan eserlerdir. Insanin esareti ve toplumun esareti birbiriyle baglantili, birbirinin sebep ve sonucu sayilan haller midir Esir Sehir üclemesinde Kemal Tahir, kurucu unsur olarak tarih malzemeleri ve insan dogasina dair sasirtici dogruluktaki gözlemlerini kullanir. Tarih nehrinin yogun, hareketli ve gerilimi yüksek sularinda yol alirken bireysel gercekligi toplumsal gerceklige feda etmeksizin gündelik hayatin temel dinamiklerini soyutlar. Bu soyutlama, onu siradan insanin ya da kahramanin, bir mahpusun ya da kent soylu asilzadenin ahlaki sefalet ve asalete ayni mesafede durdugu tedirgin edici bir ara yere sicratir. Esir Sehir üclemesinin ikinci kitabi Esir Sehrin Mahpusu, Kemal Tahirin dar yer dedigi hapishanede gecer. Isgal altindaki sehrin mahpuslari; esaretin bütün eziciligini yasamis, hürriyet duygusuyla kalbi burulan bu insanlar, disaridaki isgal ve esaret atmosferini anlamak icin adeta birer laboratuvar görevi görürler.